“İnsanın bu kaotik ilişkiler içerisinde “yaşama ustası” becerisini kazanabilmesi nasıl mümkün olabilir?”
ODTÜ’den de tanıdığım Ahmet İnam Hocamız ustalık için önce çıraklıktan başlamak gerektiğini ve ustalığa doğru ilerlemek için antenlerin hep açık olması gerektiğini söylüyor. O kadar güzel anlatmış ki;
“Hayattaki bir sürü frekanstan bize yayın geliyor; ama bizim alıcımız o frekansları çekmiyorsa hiç bir şekilde bize ulaşmıyor o bilgi. Yani frenkans açıklığımızın, spektrumumuzun geniş olması lazım ki hayattan geçerken bilgiler bize ulaşsın.”
Anten çekmiyorsa insanın gelişme şansı kalmıyor. Bu anten mevzusunu anlatırken uzun hayatlar yaşayıp, pek çok serüven geçirip ihtiyarlamış ama algısı sadece bir iki kanal çektiği için bu yolculuğu sırasında pek de bir şey öğrenememiş, zenginleşememiş insanlardan örnek veriyor.
Bana kalırsa “aksi ihtiyar” tanımlaması bu insanların sonu oluyor maalesef. İnsan hayatında anlam bulamadıysa, daha doğrusu insan hayatında anlam yaratamadıysa yaşlandığında dönüp bakınca gördüklerinden pek de memnun olmuyor. Sonuç olarak ihtiyarladığında bu mennuniyetsizliğini başkalarına eziyet ederek yansıtıyor, maalesef…
Huysuzluk kendinden tatminsizlikten başka bir şey değildir.
Lütfen Anten Ayarlarlarınızla Oynayınız
Ahmet Hocamız şöyle devam ediyor; “O yüzden alıcımızın bant genişliğini yükseltmek lazım. Ancak o zaman yaşama zenginliğini görebilir, öğrenebilir ve yaşama çırak olarak başlayabiliriz. Yaşama ustası oluruz, olmayız, onu bilmiyoruz; ama yaşama çırağı olmak elimizdedir.”
“Yaşadıklarımızı elimize ayağımıza bulaştırsak da yaşama çırağı olmak güzeldir. Hiç değilse onun farkındayızdır. ‘Bir türlü istediğim gibi olmuyor be!’ demek de güzel bir şey ve öğrenmek! Her yaşadığımızdan bir şeyler öğrenebilmek… Öğrenebilmek ne kadar büyük bir nimettir! ‘Benim öğrenebileceğim hiç bir şey yok! dediğiniz anda zaten mana olarak ölmüş oluyorsunuz. Bedeniniz yaşıyor olabilir, ama siz artık bir ölüsünüz.”
Öğrenim bittiği anda bedenen olmasa da anlam olarak ölü olmayı vurgulamış, ne kadar haklı.
Bu sebeple ben de diyorum ki henüz yaşarken gerçekten yaşayabilmek için anten ayarlarınızla oynayınız ve mümkün olan en geniş bant genişliğine ulaşmaya çalışınız.
Bir gün hepimiz öleceğiz, bundan daha gerçek bir şey yok ama kaçımız gerçekten yaşayacak işte burası mühim. Belki Ahmet İnam Hocamızın dediği gibi “Bir türlü istediğim gibi olmuyor be!” diyerek ilerleyeceğiz hayatta ama evet deneyimleri damıtmayı öğrenirsek gerçekten yaşamış olacağız.
Esas Mesele;
Anten Ayarını Nasıl Yapmalı?
Konu bence bu. Kişisel gelişim yaklaşımlarının gelip sizin anteninizi zorla evirip çevirmesine izin vermeyiniz. Anten sizindir, nereye nasıl yönlendireceğiniz size kalmalı.
Size üç tavsiyem olabilir:
1- Hayatın içinde yürürken içinizde hep merak kıvılcımını taşımak.
2- Etiket ve yargılardan kaçınmak. Gördüğünüz herşeyi anında etiketleme eğilimi merak etmemeyi ve öğrenmemeyi getirir.
3- Öğrenmeyi Öğrenmek
Merak yoksa sönmeye, kurumaya başarız. Öğrenme içgüdümüzü kaybederiz. Etiket ve yargı ise bizi diğerinden ayırır, karşıtlık zıtlık ve çatışma getirir.
Sürekli etrafını yargılayanın aslında en çok kendisini yargıladığını da unutmayın. İnsanın kendine aralıksız eziyetidir bu.
Yaşamın ustası kendine eziyet eden bir kişi olamaz. Yaşamın ustası öğrenmeyi öğrenmiş kişidir.
Felsefeci Ahmet İnam’dan Yaşam Dersi
Kişisel gelişim içeriklerimi üç sınıfa ayırıp sunmayı kafamda planlarken ODTÜ’de okuduğum yıllardan da bildiğim sevgili Ahmet İnam hocamın bir yazısına denk geldim. Bu sınıflandırmayı nasıl yapmam gerektiği konusundaki soruma cevabı onun bu söyleşinde buldum.
Bundan sonra içeriklerimi onun değimiyle Yaşamın Ustaları için, Yaşamın Kalfaları için ve Yaşamın Çırakları için üç farklı kategoride yazacağım.
Bana pek çok açıdan ilham olan bu söyleşiden aldığım sözleriyle Prof. Dr. Ahmet İnam Hocamızı hatırlamış olduk.
Sonuç olarak;
Ancak ve ancak öğrenmeyi öğrenmiş insanların antenleri açıktır.
Yargılama ve öğrenme konularını ilerleyen haftalarda daha da açacağım. O güne dek; yaşamın önce çırağı, ardından kalfası ve belki de bir gün ustası olabilme hayaliyle yaşam yolculuğuna devam…
Yolda bir yerlerde karşılaşmak üzere
Sevgiler,
18 Kasım 2023
Erenköy