Skip to main content


Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!

Stres ve Daha Çok Stres

Gündelik hayat bizi mutsuz edecek pek çok şeyle dolu. Stresin içinde yatıp yuvarlanıyoruz burası gerçek. Gün içinde işler ters gidiyor, bir yere yetişmeye çalışırken trafik daha da sıkışıyor, eşimizle kavga ediyoruz, beklediğimiz telefon bir türlü gelmiyor, gibi gibi…

Diğer yandan beynimiz abartmakta pek başarılıdır. Bu yetenek hayal gücüyle birleştiğinde en kötü senaryo kafamızın içinde dönüp durmaya başlar. O anda bir sorunumuz olmasa da sürekli stres çekmenin ne menem bir dert olduğunu hepimiz biliriz.
Koçlukta bunu birebir konuşuruz, bugüne kadar hiç kimse korktuğum her şey başıma geldi demedi. Genelde en korkunç senaryo gerçekleşmez. Biz günlerce aylarca hatta kimi zaman hayat dolu acı çektiğimizle kalırız.

Stresle Başa Çıkma Yolları

Ben de işin ilim ve fenini anlatarak aslında insan canlısının sahip olduğu en fantastik iki yetisi sebebiyle acı çektiğini anlatırım, beynimizin hafıza ve hayalgücü yetenekleri sebebiyle.


….Bildiğimiz evrende en akıllı dediğimiz, milyon yıl gelişip bugüne gelen muhteşem beynimizi kullanmak için ne yazık, ne kederli bir yol…. Neyse, konumuza dönelim…

Ben de stresten yana kendi payıma düşeni gün be gün yaşarken elbette geliştirdiğim bir takım başa çıkma stratejilerim var.

Bu stratejilerin arasında başka insanların dertlerini referans alıp kendimi onlarla mukayese etmek yoktur. Dertleri yarıştırmam.

Ne var ki son 3 haftadır elimde olmadan mukayese yapmaya başladığımı görüyorum.

……

En Kötü Ne Olabilir? Korkulan Şey Başa Gelir Mi?

Biraz önce haritadan baktım, yaklaşık 2000 km güneyimizde akıl almaz olaylar cereyan ediyor. Hani film sahnesi değil, taş devri değil, sene M.S. 1330 falan değil.

Sosyal medyadan, haberlerden şahit olduklarımız tam da 2023 yılında oluyor….

Hamas – İsrail savaşından bahsediyorum….

Buradaki insanların yaşadığı stres öyle beynimizin bize oynadığı abartma oyunu, hayal gücünün ürünü falan değil.

Her gün düpedüz bu hayatta olabilecek en kötü senaryoyu yaşıyorlar.  

Bir cumartesi sabahı ailesiyle huzur içinde kahvaltı yapma, dini bayramını kutlama planı olan ama kocası kızı azılı bir çete tarafından hanesine tecavüz edilerek kaçırılan insanlardan bahsediyorum.

Ya da bir ihtar üzerine evini terk edip çöle sürülen masum insanlardan. Telefonun ışığında ameliyat yapmaya çalışan doktorlardan ve anestezi olmadan bombayla kaybettiği uzuv yarası dikilmeye çalışan masum insanlardan…

Ortaçağda falan da değiliz, 2023 yılında oluyor bunlar. Biz bunca yıllık uygarlık tarihinden hiç mi ders çıkaramadık.. Bunların yaşanıyor olmasına inanamıyorum.

Beynin Oyunu Değil Gerçek

Orada yaşanan acı beynin oyunu değil, gerçek.  O insanlara ilimle fenle falan açıklama yapamazsın. Bu acının içinde akla dayanır bir sebep de yok, bu bir insan canlısının yaşayabileceği en ağır şiddettir…

Son 3 haftadır, yani Hamas İsrail savaşı başladığından beri gün içinde ne zaman bir şeyler ters gitse kendime “Yasemin, hayatında her şey yolunda, söylenmeyi bırak Ortadoğu’daki senin kadar şanslı olmayan insanları düşün.” diyerek teselli buluyorum. (Başka insanları acıları üzerinden teselli bulmanın etik analizini başka zamana bırakıyorum.)

23 Ekim 1923 Türkiye Büyük Millet Meclisi – Ulus Ankara

Şimdi benim stres kaynağım kaçırılmak, bombalanmak, evsiz şekilde yollarda sefil olmak değilse bunu 100 yıl öncesinde Ankara’da Ulus Semtinde İlk Millet Meclisimizde kabul edilen kararlara borçluyum.

Bugün yaşadığım stresi derdi hala akılla bilimle fenle açıklayabiliyorsam dünyanın akılla yönetilen tarafında yer alan bir ülkenin vatandaşı olarak doğduğum içindir.

Komşu coğrafyalardaki ülkelerin sınırları neden düz çizgilerden oluşuyor hiç merak ettiniz mi? Ben çocukken okulda hep bunu merak ederdim. Cevap babamdan gelmişti. Biz hak hukuk sınır tanımayan bir zihniyete, emperyalizme karşı irade gösterip onurlu bir şekilde savaşarak kendi sınırlarımızı yarattık. Çünkü sınırlarımızı biz belirledik, oyuncak değiliz.

Evet çokça rendelenen değer var, cumhuriyet kazanımlarına tümüyle sahip çıkabildik mi? Kimse evet diyemez. Ama ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, hem de bir kadın olarak kendi irademle kendi hayatımı çizip oynayabiliyorsam pek çok çaba da yerini bulmuş demektir. Bu yazıyı yazmaya vakit bulabiliyorsam, siz okuyorsanız dünyada pek çok duman tüten coğrafyaya nazaran güvenli bir hayat sürüyoruz demektir.

Lider Kimdir? Vizyon Nedir?

Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci yaklaşımı için pek çok şey söyleniyor. 100 yıl önce toplumun yeterince olgun olmayışı sebebiyle Cumhuriyet’in ve kazanımlarının bu denli yıpratıldığı tartışılıyor. Diğer yandan 100 yıl önceki hamle belli ki bugüne hizmet etmesi için yapıldı. O günün koşullarından bizi bu günlere taşısın diye.

Ben 29 Ekim 1923’ten 100 yıl sonra hayatımı var edecek alana sahipsem bu zamanının ötesini görebilen son derece vizyoner bir devlet adamının liderlik gücü sayesinde gerçek oldu. Bu vesileyle Mustafa Kemal Atatürk’e ve ona inana ekip arkadaşlarına sonsuz minnet duyduğumu ifade etmek isterim. Ne kadar teşekkür etsem yetmez, yetmeyecek.

Son olarak, beynimizin derdi tasayı abartma huyunun yanında insanların bir kötü özelliği daha var. Çoğu şeyin değerini kaybettikten sonra anlıyoruz.

Cumhuriyet için böyle bir lükse sahip değiliz. Nokta.

Cumhuriyetimizin İlanının 100. Yılı Hepimize Kutlu Olsun

Yasemin M

27 Ekim 2023

Erenköy İstanbul

Leave a Reply

Verified by MonsterInsights