Skip to main content

Yeni doğmuş bir çocuk dünyayı nasıl algılar?

Zihin henüz üzerinde hiç bir şey yazılı olmayan boş bir plaka (tabula rasa) mıdır?

Yoksa insan zihninde dünyanın deneyimlenmesine yardımcı olacak bir takım şablonlarla mı doğar ?

Bu temel soru tarih boyunca hem filozofların hem de psikologların cevabını aradığı bir soru.

Boş Levha Arketiplere karşı 

Kimi filozoflara (John Locke) göre insan boş bir zihinle dünyaya gelir. Bilgi daha sonra duyu deneyimiyle edinilecektir. Yani deneyim yoksa bilgi de yoktur, yeni doğmuş bir bebeğin zihni bomboştur. Bu fikrini tanımlamak, özetlemek için tabula rasa; boş levha tanımını kullanır.

Bunun karşısında ise Platon’un İdealar Kavramı ve Jung’un savunduğu Arketipler anlayışı var. (Innatism* Doğuştancılık)

Ben ikinci anlayışın yanında duruyorum ve size bu yazıyla arketipleri, hatta anneler günü bahanesiyle anne arketipini açacağım.

Önce temeller;

Jung’a göre insan bilinci 3 kategoriye ayrılır

  1. Bilinç
  2. Bilinçdışı
  3. Kolektif Bilinçdışı

Bilinç kişinin bildiğinin farkında olduğu alana denk gelirken, bilinçdışı bireyin farkında (bilincinde) olmadığı anılardan, impulslardan, kimi zaman önemsiz bulduğu kimi zaman da zararlı bulduğu için unutmayı seçmiş olduğu elemanlardan oluşur.

Jung’u tüm diğer düşünürlerden (psikoloji/psikiyatri pratisyenlerinden) ayıran nokta ise burada başlıyor:

Ona göre insan bilincinin içeriği sadece kişisel deneyimlerden oluşmaz. Bilincin insanın bireyselliğini aşan, kişisel hafızasının ötesine taşan bir erişimi vardır. Yani her insanın bilincinde yer alan kolektif bilinç dışı diye bir alanı tanımlar.

 

Kolektif Bilinçdışı

Kişinin bilincinde olmayan (bildiğinin bilincinde olmadığı) tüm insanlıkla ortak paylaştığı bilgi ve deneyim hazinesidir. Kolektif bilinçdışının içeriği kendini mitlerde, dini hikayelerde, rüyalarla gösterir. Kolektif bilinçdışının dili ise sembollerdir.

İşte Arketipler de bu alanda insanlığın ortak hafızasında, (belki de ihtiyacımız olduğunda erişebilmemiz için) bulunurlar.

Arketipler

İşte bu kolektif bilinçdışından insanın davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini belirleyici etkiler çıkar. Gelenekten bağımsızdırlar. Her bireyde benzer deneyimlerin ortaya çıkmasını garanti ederler.

Görsel olarak da temsilleri benzerdir.

Anne Arketipi

Bakan, besleyen, büyüten kadınsı içgüdü anne arketipi ile temsil edilir.

Biyolojik anneden fazlasıdır.

Anne arketipi fizyolojik olarak hamile kalıp doğum yapmayı gerektirmez.

Anne arketipi davranış biçimi ve düşünce yapısı olarak bir annenin temsilidir.

….

Peki Kimler Anne?

Son bir kaç anneler gününde sosyal medyada rastladığım kutlama ve tebrik içeriklerinde artık anneler günü kutlanan kadınların kapsamın genişlediğini görüyoruz. Hatta annesiz çocuklarını büyüten babalara kadar uzandı tebrikler.

Ve artık ne mutlu ki kedi ve köpek anneleri de anneden sayılıyor. Hatta kutlamalar gezegenimize kadar uzuyor.  Hepimizin annesine.

Bu algıdaki genişleme ne yalan söyleyeyim beni çok sevindiriyor. 

Aynı zamanda bakmak, kollamak beslemek sadece mutfakta, evde değil iş yerlerinde de olabilir. Hatta başarılı bir yönetici asistanı bence düpedüz bir “annedir” 🙂

Diğer yandan bu tebrikleri mümkün kılanın insanın tanımına dair bir genişleme olduğunu düşünüyorum.

Yani; “İnsanı insan yapan nedir?” sorusuna verdiğimiz cevap değişiyor. 

Bu tebrikler aslında insanı “beden yapısının ötesinde” değerlendirmenin getirdiği bir sonuç.

İnsanı duygusu, davranışı ve düşüncesiyle, bunun da ötesinde bir bilinç olma haliyle tanımlamanın bir sonucu.

…..

İnsanı tanımlama havuzuna bir göz atarsak; insan sadece bir beden mi? İnsan ruhu olan bir beden mi, yoksa bedeni olan bir ruh mu? Ruh nedir? Ben dediğimde tam olarak neyden bahsediyorum? Bu hayat deneyiminden geçen “insanı” nasıl tanımlamalı.

Bana öyle geliyor ki bu anneler günü tebriklerinde kutlanan daha çok bir bilinç hali. Bakan, besleyen, büyüten, verici olan bir bilinç. 

Bu yüzden de kadın ya da erkek bedeninde olması, doğurduğu çocuğa ya da sokaktan evlat edindiği bir canlıya bakması farketmiyor. Bu bilinç hali onun anneler gününü kutlamamıza yetiyor.

…… 

İnsanın neliği sorusuna herkes kendi bireysel cevabını vermekte özgür ama bence güzel olan hayata dogmatik yaklaşmayıp hep merak edip, bir öğrenen olarak kalıp üzerine düşünebilmek…

Bakan, besleyen, büyüten herkesin anneler günü kutlu olsun.

8 Mayıs 2022, Pazar

İstanbul

*Innatizm (Doğuştancılık): Zihnin fikirler, bilgi ve inançla doğduğuna dair felsefi ve epistemolojik bir doktrindir.

 

Leave a Reply

Verified by MonsterInsights